Kuantum Sadece Teoride Kalmadı: İTÜ’de Geleceğe Dokunulan Zirve
2025 Dünya Kuantum Bilimi ve Teknolojileri Yılı kapsamında düzenlenen QTürkiye Kuantum Günleri’nin beşincisi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Etkinlikte, TÜBİTAK enstitülerindeki altyapı çalışmalarından finans sektöründeki somut kuantum uygulamalarına uzanan geniş bir yelpazede sunumlar yapılırken, Türkiye’nin bu alandaki stratejik konumu teknik verilerle ele alındı.
Kuantum teknolojileri alanında farkındalık oluşturmayı ve ekosistemi güçlendirmeyi amaçlayan QTürkiye Kuantum Günleri, 15–16 Kasım tarihlerinde akademi, kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirdi. İTÜ, Marmara ve Çankaya üniversitelerindeki öğrenci kollarının organizasyonuyla gerçekleşen etkinlikte, kuantum teknolojilerinin yalnızca teorik bir araştırma alanı olmaktan çıkıp endüstriyel bir rekabet sahasına dönüştüğü vurgulandı.
Etkinliğin ilk gününde açılış konuşmalarını Özlem Salehi Köken, Saba Bozpolat ve Zeki Can Seskir gerçekleştirdi. Konuşmalarda, QTürkiye’nin bugüne kadar düzenlediği etkinlikler, yürüttüğü eğitim programları ve bu eğitimlerin içeriklerinden bahsedildi. Ardından, altın sponsorumuz Yapı Kredi Teknoloji’den Ege Dinçer’in gerçekleştirdiği sunum büyük ilgi gördü. Dinçer, D-Wave sistemleri kullanılarak yürütülen bankacılıkta müşteri portföyü risk analizi projesini ve elde ettikleri sonuçları katılımcılarla paylaştı. Klasik bir sistemde 20–30 firmanın risk analizinin 13,7 milyar yıl süreceği hesaplanan bir işlemin, kuantum bilgisayar ile yalnızca 7 saniyede tamamlanabilmesi özellikle dikkat çekti. Bu sunum, kuantum algoritmalarının finansal modellemelerde klasik bilgisayarlara kıyasla sunduğu potansiyel avantajları göstermesi açısından büyük önem taşıdı.

Kamu ve Ar-Ge Stratejileri
Sonrasında, ulusal teknoloji hamlesinin kuantum ayağı detaylandırıldı. Saba Bozpolat’ın moderatörlüğünü üstlendiği, Sevil Sarıkurt, Orkun Hasekioğlu, Doğan Avcı, Mahir Yeşiller katılımı ile gerçekleşen “TÜBİTAK Enstitülerinde Kuantum Teknolojileri” panelinde, Türkiye’nin mevcut teknolojik hazırlık seviyesi değerlendirildi. Panelistlerin aktardığı bilgilere göre, TÜBİTAK bünyesinde yürütülen Ar-Ge faaliyetleri ve altyapı yatırımları, Türkiye’nin uzun vadeli hedefleri doğrultusunda şekilleniyor. Ayrıca bu alanda çalışmak isteyen kuruluş ve akademisyenlere sunulan desteklere de açıklık getirildi.

İTÜ’den Doç. Dr. Deniz Türkpençe, “Kuantum Hesaplama için Kuantum Kontrol” başlıklı sunumunda, kuantum bitlerinin (kubitlerin) gürültü ve hata kaynaklarına karşı hassasiyetini azaltmak için kullanılan kontrol tekniklerini ele aldı. Türkpençe, kuantum kapılarının hassas zamanlama ve kontrol darbeleriyle nasıl optimize edilebileceğini, bunun da hem NISQ dönemindeki cihazlar hem de gelecekteki hata düzeltmeli kuantum bilgisayarlar için neden kritik olduğunu örneklerle anlattı. Sunum, özellikle kuantum donanımı ve algoritma tasarımı arasındaki köprüyü göstermesi açısından katılımcıların yoğun ilgisini çekti.
Deniz Türkpençe’nin sunumunun ardından, Kadir Has Üniversitesi’nden Onur Pusuluk “Kuantum Biyolojisi: Sözde Bilim Uçurumundan Geleceğin Teknolojilerine” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Pusuluk, kuantum biyolojisinin uzun süre “spekülatif” ve “sözde bilim” olarak görülen yönleriyle, bugün deneysel kanıtlarla desteklenen ve gerçek mühendislik uygulamalarına kapı aralayan taraflarını birbirinden ayırarak ele aldı. Fotosentez, manyetik pusula ve koku alma gibi biyolojik süreçlerde kuantum etkilerinin rolünü anlatarak, bu mekanizmaların ilham verdiği olası gelecek teknolojilerine – yeni nesil sensörlerden enerji verimliliği yüksek cihazlara kadar – dikkat çekti. Bu çerçeve, kuantum teknolojilerinin sadece bilgi işlem ve iletişimle sınırlı olmadığını, yaşam bilimleriyle kesişen zengin ve çok disiplinli bir araştırma alanı sunduğunu ortaya koydu.


Özlem Salehi Köken’in üstlendiği “İş Dünyasının Kuantum Ekosistemindeki Rolü” adlı panelde,
Salih İmece (Yapı Kredi Teknolojileri), Uğur Karakaya (KPMG), Kubilay Kulaoğlu (Akbank) ve Ecehan Yıldırım (Türk Telekom) kurumsal ölçekte yürüttükleri kuantum odaklı Ar-Ge ve farkındalık çalışmalarına dair tecrübelerini paylaştı. Panelde, kısa vadede hibrit çözümler ve pilot projelerle ilerlemenin önemi vurgulanırken, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi, üniversite–sanayi işbirlikleri ve regülasyonların bu dönüşümdeki belirleyici rolüne dikkat çekildi.

Bilişsel gelişim uzmanı Dr. Selma Dündar, “Kuantum eğitiminde görsel matematik ile denklemlerin ötesine geçmek neden önemli: ‘Quantum Picturalism’ örneği” başlıklı sunumunda, kuantum öğretiminde soyut denklemler yerine görsel ve diyagramatik temsillerin gücünü vurguladı. Kategori teorisine dayalı Quantum Picturalism (QPic) yaklaşımının, kuantum süreçlerini insan zihninin doğal, örüntü ve ilişki temelli işleyişiyle daha uyumlu biçimde aktardığını anlattı. 2023’te yürüttükleri çalışmada, ileri matematik geçmişi olmayan öğrencilerin bile bu görsel dili kullanarak temel kuantum ilkelerini başarıyla kavrayabildiğini belirten Dündar, bu yaklaşımın kuantum eğitiminin erişilebilirliğini artırarak alana yeni kuşak uzmanlar kazandırma potansiyeline dikkat çekti.
Onur Pusuluk hocamızın moderatörlüğünü yaptığı Kuantum Fiziği ve Teknolojinin Eğitimi adlı panelde eş zamanlı olarak nitelikli insan kaynağı ihtiyacı da gündemin öncelikli maddeleri arasındaydı. Tekin Dereli (Özyeğin Üniversitesi), Alper Dizdar (İstanbul Üniversitesi), Barış Malcıoğlu (ODTÜ) ve Selma Dündar (NEUROssance)’ında aralarında bulunduğu akademisyenler, üniversitelerdeki kuantum fiziği ve mühendisliği müfredatlarının nasıl güncellenmesi gerektiğini tartıştı.

Etkinliğin birinci gününün son oturumunda Zeki Can Seskir, “Kuantum Teknolojilerinin Toplumsal Etkilerini Araştırmak” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Konuşmasında kuantum teknolojilerinin yalnızca bilimsel ve teknik boyutlarıyla değil, aynı zamanda etik, ekonomi, mahremiyet, güvenlik ve eğitim politikaları gibi toplumsal alanlarda yaratacağı dönüşümle birlikte ele alınması gerektiğini vurguladı. Seskir, kuantum ekosisteminin sorumlu ve kapsayıcı biçimde şekillendirilmesi için disiplinlerarası işbirliğinin önemine dikkat çekerek sunumunu katılımcıların sorularını yanıtladığı bir bölümle tamamladı.

Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı QuanT Sahne Aldı
Etkinliğin ikinci gününün ilk oturumu, Prof. Dr. Ali Bozbey’in “Kuantum Sistemlerde Ölçekleme” başlıklı sunumu ile başladı. QuanT platformunun kurucusu olan ve TOBB ETÜ’de görev yapan Bozbey, konuşmasında yürüttüğü önemli projeden ve kuantum sistemlerin ölçeklenmesine yönelik teknik ve pratik yaklaşımlardan bahsetti. TOBB ETÜ bünyesinde geliştirilen Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı “QuanT”, etkinlik sırasında gerçek zamanlı bir uygulama için çalıştırıldı. Katılımcılar, kuantum süperpozisyon ilkesine dayalı rassal sayı üretim sürecini ve işlem sonuçlarını doğrudan gözlemleme imkanı buldu. Çekilişi kazanan katılımcıya ise günün anısına bir kitap hediye edildi.

Girişimcilik Ekosistemi ve Yerli Çözümler
Etkinliğin ana sponsoru Qubitrium’un CEO’su Dr. Kadir Durak, yaptığı konuşmada kuantum teknolojilerine yatırım yapmanın stratejik gerekliliklerini teknik ve ekonomik boyutlarıyla analiz etti. İkinci kuantum devriminin eşiğinde kurulan Qubitrium’un, kuantum iletişimi ve kuantum algılama alanlarında geliştirdiği ileri kuantum teknolojilerini ve özellikle nano-uydu tabanlı Kuantum Anahtar Dağıtımı (QKD) sistemleriyle güvenli haberleşme vizyonunu katılımcılarla paylaştı. Dr. Durak, küp uydu uyumlu dolanık foton kaynakları ve tek foton dedektörleri gibi özgün çözümlerle hem siber güvenlik hem de savunma ve uzay uygulamaları için ölçeklenebilir, yüksek güvenlikli kuantum altyapılar oluşturmayı hedeflediklerini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.

Etkinliğin bir sonraki konuşması, “Düşük Sıcaklıkta Çalışan Taramalı Elmas Azot Kusur Merkezi Mikroskobunun Geliştirilmesi” başlığıyla Nanomagnetics’in kurucusu Prof. Dr. Ahmet Oral tarafından gerçekleştirildi. Prof. Oral, elmas içindeki azot kusur merkezlerini (NV merkezleri) kullanarak manyetik alanları ve çeşitli fiziksel büyüklükleri nanometre ölçeğinde ölçebilen bu kuantum duyarlı mikroskop tasarımını ve geliştirme sürecini aktardı. Sunumda, düşük sıcaklıklarda çalışan bu sistemin malzeme bilimi, kuantum bilgi işleme ve hassas manyetik görüntüleme uygulamalarında sağlayacağı avantajlar ve gelecekteki araştırma olanakları ayrıntılı şekilde ele alındı.

Endüstriyel Entegrasyon ve Somut Uygulamalar
Zeki Can Seskir’in moderatörlüğünü üstlendiği “Kuantum Ekosisteminde Startuplar” başlıklı panelde, konular somut projeler üzerinden ele alındı. Yapı Kredi Teknoloji, Akbank, KPMG ve Türk Telekom temsilcilerinin katıldığı oturumda, bankacılık ve telekomünikasyon sektörlerinde optimizasyon ve güvenlik çözümlerinin geleceği tartışıldı. Kuanticy, Appsilon ve NEUROssance gibi yerli girişimler, ürün geliştirme süreçlerini ve karşılaştıkları teknik ihtiyaçları değerlendirdi. Panelde, donanım ve yazılım alanında dışa bağımlılığı azaltacak yerli çözümlerin önemi vurgulandı.

Etkinliğin devamında Türk-Alman Üniversitesi’nden Dr. Elif Yunt, “Kübit Ağlarında Dağıtılmış Dolaşık Durum Hazırlanması” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Dr. Yunt, kuantum internet vizyonunun temel bileşenlerinden biri olan kübit ağlarında, birden fazla düğüm arasında dolaşık kuantum durumlarının nasıl üretildiğini ve paylaştırıldığını anlattı. Farklı dolaşıklık üretme protokollerini, gürültü ve decoherence gibi pratik zorlukları ve bunlara yönelik çözüm yaklaşımlarını örneklerle açıklayarak; güvenli haberleşme, dağıtık kuantum hesaplama ve hassas ölçüm uygulamalarında bu yöntemlerin oynayacağı kritik role dikkat çekti.

Eğitim ve Bilimsel Doğruluk

Hypatia Bilim’den Nurcan Seven’in möderatörlüğünü üstlendiği Bilim iletişimi panelinde ise Boğaziçi üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Say ve Prof. Dr. Erkcan Özcan ve Gazeteci Çağla Üren “kuantum” kavramının popüler kültürde yanlış kullanımına dikkat çekti. Panelistler, sahte bilimle mücadele edilmesi ve toplumda doğru bir bilimsel okuryazarlık oluşturulması gerekliliğinin altını çizdi.

İkinci günün programında yer alan Genç bilim insanı Dr. Cem Ünsal, “Kuantum bilgisayarlar hayatımıza ne zaman girecek?” başlıklı konuşmasında, mevcut kuantum donanımlarının geldiği nokta ile toplumsal beklentiler arasındaki farkı ele aldı. Katılımcılar, kuantum bilgisayarların günlük hayatımıza hangi aşamalarla ve hangi zaman ölçeğinde girebileceğine dair net bir zaman perspektifi edinme fırsatı buldu.

Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Alhun Aydın, “Termodinamik Kendiliğindenlikte Kuantum Etkiler” başlıklı konuşmasında, klasik termodinamiğe göre kendiliğinden süreçlerin her zaman entropi artışı yönünde ilerlediği fikrini kuantum ölçekte yeniden ele aldı. İdeal, yani etkileşmeyen gazlarda bile, kuantum dünyasında kendiliğinden gerçekleşen bir sürecin sistemin entropisini düşürücü yönde ilerleyebileceğini ve bunun arkasındaki fiziksel mekanizmaları açıkladı. Bu etkiye dayalı olarak tasarlanan kuantum ısı makinelerinin klasik termodinamikte görülmeyen davranışlar sergilediğini vurgulayan Aydın, söz konusu etkinin yalnızca gazlarla sınırlı kalmayıp genel olarak herhangi bir kuantum sistemde ortaya çıkabileceğini göstererek sunumunu tamamladı.
Günün son oturumu, “Kuantum Ekosisteminde Gençler” başlıklı panel oldu. TU Delft’ten Ecem Layra Görk’ün moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Kerem Yurtseven (Quantum Boğaziçi), Hatice Boyar (Quantum ODTÜ), Emirhan Güler (Quantum İZTECH), Zeliha Geçgil (Quantum Marmara), Arda Çetinkaya, Buket Atalay ve Oya Ok kendi araştırma alanlarını, öğrenci topluluklarındaki deneyimlerini ve Türkiye’de kuantum alanında kariyer yolculuklarını paylaştı. Katılımcılar; eğitim olanakları, ulusal ve uluslararası iş birlikleri, topluluk faaliyetleri ve kuantum alanında kariyer planlayan gençler için somut öneriler üzerine canlı bir tartışma yürüttü. Böylece panel, kuantum ekosisteminin geleceğini şekillendirecek genç kuşağın sesini görünür kılan ilham verici bir oturum olarak öne çıktı.

2019 yılından bu yana faaliyet gösteren QTürkiye topluluğu tarafından organize edilen etkinlik, Türkiye’nin kuantum teknolojileri alanındaki akademik birikimini ve endüstriyel potansiyelini görünür kılan teknik bir platform işlevi gördü.
Yazarlar: Saim Egemen Yücel, Yasemin Poyraz Koçak








